Kaşık en eski çaplardan beri farklı şekillerde olmak üzere kullanılmış ve zaman içerisinde şekli değişerek bugünlere gelmiştir. İlk zamanlarda geniş ağaç dallarının sadece spatula tarsi uçlarının yontulması ile yapılan ve o şekilde kullanılan Kaşık daha sonra uç kısımlarından yiyeceklerin ve özellikle sıvı şeylerin dökülmesi üzerinde ortasına bir delik açılmak ve en sonunda da ortadaki deliğin veya yontma alanının genişletilmesi ile bugünkü haline çok benzer bir şekil almıştır. Anadolu’da Selçuklular ve özellikle Osmanlılar zamanında kaşık çok önemli ve saygınlığı belirten bir nesne olduğundan özenle sanatçılara yaptırılır ve üzerine işlemeler yada sap kısmına altın parçacıkları veya benzeri süslemeler eklendirdi. Bu zamanlarda, Kastamonu ve Konya illeri kaşıkçılığın merkezi durumundaydı ve orada yapılan süslemeli ve özel oymalı kaşıklar heryere gönderilirdi. Hatta oradan geçerken kaşıkçılara uğranıp hediye olarak kaşık alınması bile bir adet olmuştu. Bunlardan başka İstanbul’da da kaşıkçılık sanatı sürdürülmüş ve kaşıkçı esnafı, tam bir teşkilatla çalışmıştır. En nadide kaşıkların İstanbul sanatkarının elinden çıktığı gerçeğide tarih kitaplarında yer almaktadır.
No comments:
Post a Comment