M.Ö 218 yılında Arşimet 70 yaşını aşmış, akrabalarından biri olduğu söylenen Sirakuza kralı Hieron ölmüştü. İkinci Bhon Savaşı sonunda da şehir yenilgiye uğramış, Kartacalılarla birleşmeyi ve ittifak yapmayı kabul etmişti. Bunun üzerine Romalılar, Claudius Marcelllus’U bir orduyla Sirakuza'ya gönderdiler. Bu esnada Arşimet hiçbirzaman buluşlarını savaş adına yapmasada onun bilgi ve zekâsına hayranlık duyan çevresi şehri savunması için ondan yardım istedi. Arşimet, bu çağrıyı adeta istemeyerek de olsa kabul etti çünkü şehirde barınabilmesi ve yaşamaya devam edebilmesi biraz da bu noktadaki hareketine bağlı idi. Romalılar bile Arşimet’in ününü ve bilgeliğini duymuşlardı. Bir gün, kıyıdaki şehir surlarına kadar sokulan bir Roma savaş gemisi birdenbire dev gibi korkunç bir kerpetenle karşılaştı. Duvarların arkasından çıkan bu alet gemiyi pruvasından yakaladığı gibi çeneleri arasında kıstırarak parçaladı. Kaldıraç kolları ve dönel kasnaklar yardımıyla işleyen bu aletin Arşimet tarafından icat edilmişti. Böylece bir kaldıraç mekanizması ilk defa olarak gerçekleştiriliyordu. Bu arada surların arkasına gizlenen dev mancınıklar, düşmanın üzerine taşve kayalar yağdırıyordu. Güvertesi delik deşik olan gemilerin direkleri parçalanıp düşüyor, gemiler devriliyor ve düşman ağır kayıplar veriyordu. Efsanelerde Arşimet'in Güneş ışınlarını büyük bir ayna aracılığıyla düşman üzerine yansıtırak gemileri ateşe verdiği de söylenir fakat doğruluğu kanıtlanmamıştır. Claudius Marcellus, ister istemez hayranlık duyduğu bu düşmanıyla kendi mühendislerinin başa çıkamayacağını anlayarak şu cümleleri sarfetti: "Bu matematik devi ile neden savaşalım ? Bizimle alay eder gibi kıyıda oturup donanmamızı yok ediyor !
No comments:
Post a Comment