Yaz aylarının sonlarına doğru özellikle Ağustos sonu Ekim ortası gibi denizlerde saydam deniz canlılarını yani deniz analarını görürüz. İrili ufaklı bu canlıların geçmişi yaklaşık 600 yıl öncesine dayanmaktadır. Vücut şekli çoğunlukla yayvan ya da tepeye doğru kubbeli bir şemsiye yada mantar şeklindedir. Asıl yüzmesini sağlayan ahtapotlar gibi kolları değil mantar veya şemsiye şeklini almış ve kendini orada bulunan güçlü kasları ile iterek ilermesini sağlayan kısımlardır.
Deniz analarının insana saldırdığını bildiren bir çok vaka olmasına rağmen aslında bu durum saldırı değil tam tersi savunmadır. Denizin içinde kendisine başka herhangi bir canlı tarafından temas edildiğinde bunu kendisine karşı yapılan bir tehdit olarak algılayan deniz anaları “Nematosist” adı verilen hücreleri bırakır ve ardından bu hücreler o canlının derisine yapışıp patlamaya başlar ve teni yakar. Deride yanmayla birlikte o bölgede bir kızarıklık meydana gelir. Bazı durumlarda, kaşınma da yanmayla birlikte kendini gösterebilmektedir. Denizanasının çeşitli türleri dokungaçlarında zehir taşırlar.
Başka bir canlının bunlarla teması halinde, denizanasının ölü olduğu durumlarda bile, zehirlenme söz konusu olabilir. Denizanaları bir eşeysiz üreme şekli olan tomurcuklanmayla ürerler.
No comments:
Post a Comment