Beni oldum olası sevmeyen kaynanamın Alzheimer hastası olduğunu, oğlunu babası, kızını annesi zannettiğini, kimseyi tanımadığını, boş boş baktığını, durumunun kötüye gittiğini, inadı bırakıp ziyaretine gitmemi isteyen biricik karımı kıramayıp kayınvalidemin yanına gittiğimde yüzüme baktı ve ''Geberesice hangi yüzle geldin, kızıma çok çektirdin!'' sen diye bağırdı. Vallahi de tanıdı işte beni.
Bayram ziyaretine gittiğim babaannemin kulakları pek duymuyor. Ben başka söyledim o başka anladı , muhabbetimiz sürdü gitti. Çok iyi anlaşırız biz canım.
Evde babamla birlikte iki kişiler. Masa üstü bilgisayar, laptop ve tablet bilgisayarları var. Ve evlilik yıldönümlerinde benden son çıkan tabletten istediler. Bence internet bağımlılığı için gençler değil emekliye ayrılmış ihtiyarlar tedavi görmeli. Çay bahçesinde bile elinden telefonunu düşürmeyen annemle küsüp döndüm bayram sonrası evime!
Evlenmeyi düşünenleri annem ve babamla tanıştırmak isterim. Zira evlilik fikrinden uzunca bir süre vazgeçeceklerine eminim...
Sabah gözümün balon gibi şiştiğini gören babam sebebini soruyor. Gece hain bir sivrisineğin ısırdığını söylüyorum. Babam her zamanki iyi niyetiyle "Isırmamış, öpmüş" diyor. Küçük kardeşim diğer odadan lafa atlıyor: "Öpmek ne ya, resmen Fransız öpücüğü kondurmuş!"
Tatilini bir gün erken bitiren kardeşimin asıl niyetinin kız arkadaşını eve atmak olduğunu öğreniyorum bir şekilde. "Anneeee oğlun eve kız atma peşinde" cümleme, annemin "Oğlum bizim eve atma, otele falan gidin. Bayram temizliği yapamadım" cümlesiyle de ne denli hijyen takıntılı bir anneye sahip olduğum gerçeğiyle yüzleşiyorum.
No comments:
Post a Comment