Ne zaman ailemden "şimdiki çocuklar çok şanslı" cümlesini duysam, aklıma ergenliğim gelir. Güzel ve seksi kadın kabul edilen üçlünün "Banu Alkan, Ahu Tuğba, Serpil Çakmaklı" olduğu bir dönemde büyümüş olan bana kimse şanstan bahsetmesin abi!
Annemin teyzesi bir bardak su istedi, yanına götürdüm. Suyu aldı ve duaya başladı: "Rabbim sana paralı, g*tü devlete dayalı bir koca nasip etsin inşallah."
Tatilimin bittiğine hiç üzülmüyorum. Hemcinsim yabancı turistleri bolca gözlemleyip güzellikleri yüzünden haset içinde kalarak geçirdiğim tatil günleri sonrasında tekrar yurdum kadını arasına karışmanın verdiği mutluluğun sebebi, var olan selülitlerim olamaz.
Bayram trafiği sonuna kadar yaşanıyor. Arabayı kullanan babam yanında oturan ve küfürü cümle noktası gibi kullanan erkek kardeşimi etrafta kadınlar varken küfür etmemesi konusunda sert bir biçimde uyarıyor. Hatta bir daha küfür ettiğini duyarsa can damarı olan telefonunu alıcağını söylüyor. Tam o sırada arkamızdaki araba yavaşça çarpıyor. Babam arabanın camını açıp yarıya kadar sakıyor ve ağız dolusu bir küfür savuruyor. Sonra bizi hatırlayıp yerine oturuyor hemen. Ben gözlerimden yaş gelene kadar gülerken kardeşim yavaşça babamın cebinden telefonunu çekiyor.
Oturduğum sokaktaki çocuklar tam bir ay boyunca sahura kadar öyle güzel, neşeli ve cıvıl cıvıl oynadılar ki, yanlarına gidip oynamaya çekindim. Hayır, etraf "Şuna bak, utanmadan bu yaşta çocuklarla oynuyor" der diye değil; oyun arkadaşlarım beni beğenmeyip de aralarına almazlar diye...
Bisikletten düşmek neyse de, tam da bir grup Türk kızının yanında düşmek, hele de; "Haaa s.ktiiiiiir!" diye yere kapaklanmak talihsizlik değil de ne? I'm from England gızlar!
No comments:
Post a Comment