Friday, June 27, 2014

Dişbudak Ağacı, Faydaları ve Kullanım Alanları

Latince adı Lat. Fraxinus olan dişbudak ağacı İkiçenekliler sınıfının Zeytingiller familyasında yer almaktadır. 10-30 metre arası boy yapabilen ve dolgun bir gövdeye sahip olan Dişbudak ağaçlarının büyük çoğunluğu kuzey yarım kürenin ılıman bölgelerinde yayılmış 65 türü bulunmaktadır. Türkiye’de, Trakya’da en çok, İzmit, Çankırı, Kastamonu, Samsun, Kahramanmaraş, Toros yörelerinde bulunur. Kışın yapraklarını döken ağaç ya da ağaççık yani çalımsı haldede bulunabilen bir bitki cinsidir.

Sivri uçlu yaprakları bulunur, çiçekleri bir ya da iki eşeyli kırmızı ve beyaz renkte olabilen salkım halindedir. Kül rengi gri lekeli ve oldukça pürüzsüz bir gövdeya sahip olan Dişbudak nemli topraklarda daha iyi boy ve daha kalın gövde yapar. 65 türün bir kısmı orman ağacı olarak geçerken büyük bir kısmıda genelde peyzaj olarak kullanılır. Uzun yıllar yaşabilen ve gövde durumunu koruyan Dişbudak odunu mobilya yapımında da kullanılır.

Yapraklarının toplanıp kurutulması ve içilmesi sureti ile ateşi düşürüp, vücuda kuvvet verdiği söylenir ayrıca anne sütünü artırır. Romatizma ve nikris ağrılarını keser. Kabızlığı giderir. (kabuğu ise tam tersi kabızlık yapar, ishali keser) idrar söktürüp, vücutta biriken zararlı maddelerin atılmasını sağlar. 

Yeni Kişisel Asistanınız Google Glass

Eskiden izlediğimiz filmlerin çoğunda ileri teknoloji ürünü gözlüklerin karşıdaki kişi veya nesneler hakkında bilgiler vererek aynı zamanda görüntü veya video kaydı yaptığını hatırlarız. Google Glass ile artık herkesin bu moda girebileceği günler geldi çattı bile. İlk çıktığında sadece gözlüğe takılmış bir kamera olarak lanse edilen ve pek fazla ilgi toplamayan Google Glass piyasaya sürüldükten ve gözlüğün gerçek özellikleri açıklandıktan sonra çok daha fazla ilgi toplamaya başladı. Kişisel asistan veya 3.gözünüz olarak lanse edilen bu gözlük 4gb’tan 16gb’a kadar artırılabilen hafızası ile sizin için görüntü ve video kaydederken aynı zamanda üzerinde barındırdığı yüz tanıma sistemi ile kişileri hatırlamanızı sağlıyor. Google servislerini kullanarak sizin için eşleştirmeler veya aramalar yapabiliyor hatta sesli yanıt sistemi ile siz “okey glass” dedikten sonra vereceğiniz video kaydet, resim çek, şu kişiye şu mesajı at tarzı vereceğiniz komutları ise anında yerine getiriyor. Her türlü akllı cep telefonları ile bağlantı kurabilecek olan google glass’ın satış fiyatı ise 1500$ civarında.

Köpekbalığı Kıkırdağı ile Kanser Tedavisi

İsmi bile kulağa garip gelen bu tedavi aslında uzun yıllardır kanserli hastalar ve cerrahi yaraların daha çabuk kapanması için uygulanıyor. Köpekkıkırdağı tedavisi , ilk defa 1950'li senelerde Amerikalı bir cerrahın köpekbalığında bulunan kıkırdakların kanser kitlelerinin büyümesini durdurduğu veya yavaşlattığı ve bu anlamda cerrahi yaraların iyileşmesini hızlandırabileceği iddiası ile gündeme geldi. 1992'de gene Amerikalı olan beslenme uzmanı William Lane “Sharks Don't Get Cancer” (Köpekbalıkları Kanser Olmaz) isimli bir kitap yayınlayarak ilk ortaya sürülmesinden 42 yıl sonra tekrardan konuyu dünya gündemine taşıdı ve bütün dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Kitabın yayınlamasından günümüze kadar köpekbalığı kıkırdağı her türlü kanser hastalıklarının yan tedavisinde, egzama, sedef, iltihaplı eklem romatizması (romatoit artrit), kemik erimesi (osteoporoz), glokom gibi sık görülen hastalıklar üzerinde de kullanılmaya başlandı. 

Bütün bunların efsane olduğu ise geçtiğimiz yıllarda kanıtlandı. Amerika ve Kanada'da bulunan Kanser Enstitüsü 'National Cancer Institute' (NCI) ile Milli Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi 'National Center for Complementary and Alternative Medicine' (NCCAM) isimli kurumların bünyesinde yapılan bir araştırma, köpekbalığı kıkırdağından elde edilen ilaç veya herhangi bir başka ürünün standart kemoterapi tedavisine eklenmesinin bir fayda sağlamadığını ortaya koydu. Diğer alanlar üzerinde de araştırmalara devam ediliyor.

Güneş Çarpması Belirtileri ve Tedavisi

Yaz aylarında güneşte fazla kalınması ve özellikle öğlen sıcaklarında herhangi bir korunma olmadan güneşe maruz kalınması sonrasında güneş çarpmaları görülebilir. Güneş çarpması güneş yanıkları ile karıştırılmamalı ve anında önlem alınmalıdır.

Güneş çarpmasının belirtileri.

güneş çarpmasının genel olarak görülen belirtileri şunlardır,
Yüz ve baş derisi aşırı ısını, kızarır, vücut sıcaklılığı çok artar
Halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, huzursuzluk ve devamında mide bulantısı örülür.
Ensede ve boyun bölgesinde kasılmalar sertlik oluşur
Ağır vakalarda bilinç kaybolur, baygınlık geçirilir

Güneş Çarpmasında Yapılması gerekenler:

Peki Güneş çarpması durumlarında ilk yardım olarak neler yapılmalıdır.
Kişi, serin veya soğuk bir ortamda sırtüstü olarak düz bir biçimdeyatırılmalı, basin altına birşey koyularak hafif yukarı kaldırılmalıdır.
Giysilerin sıkan bölümleri ve fazla giysiler çıkartılmalı ve kişinin ferahlaması sağlanmalıdır.
Baş, soğuk ve bezlerle dışarıdan soğutulmalı; aynı anda kişinin etraftan hava alması sağlanmalıdır.
Birdenbire buz uygulaması yapmak yerine bir buz torbası oluşturularak buzun birden deriye temas etmesi engellenmeli ve belirli zaman aralıkları ile çok ısınan ve yanan bölgelere kısa sürelerle uygulanmalıdır.

Sirakuza Savunması ve Romalıların Çöküşü

M.Ö 218 yılında Arşimet 70 yaşını aşmış, akrabalarından biri olduğu söylenen Sirakuza kralı Hieron ölmüştü. İkinci Bhon Savaşı sonunda da şehir yenilgiye uğramış, Kartacalılarla birleşmeyi ve ittifak yapmayı kabul etmişti. Bunun üzerine Romalılar, Claudius Marcelllus’U bir orduyla Sirakuza'ya gönderdiler. Bu esnada Arşimet hiçbirzaman buluşlarını savaş adına yapmasada onun bilgi ve zekâsına hayranlık duyan çevresi şehri savunması için ondan yardım istedi. Arşimet, bu çağrıyı adeta istemeyerek de olsa kabul etti çünkü şehirde barınabilmesi ve yaşamaya devam edebilmesi biraz da bu noktadaki hareketine bağlı idi. Romalılar bile Arşimet’in ününü ve bilgeliğini duymuşlardı. Bir gün, kıyıdaki şehir surlarına kadar sokulan bir Roma savaş gemisi birdenbire dev gibi korkunç bir kerpetenle karşılaştı. Duvarların arkasından çıkan bu alet gemiyi pruvasından yakaladığı gibi çeneleri arasında kıstırarak parçaladı. Kaldıraç kolları ve dönel kasnaklar yardımıyla işleyen bu aletin Arşimet tarafından icat edilmişti. Böylece bir kaldıraç mekanizması ilk defa olarak gerçekleştiriliyordu. Bu arada surların arkasına gizlenen dev mancınıklar, düşmanın üzerine taşve kayalar yağdırıyordu. Güvertesi delik deşik olan gemilerin direkleri parçalanıp düşüyor, gemiler devriliyor ve düşman ağır kayıplar veriyordu. Efsanelerde Arşimet'in Güneş ışınlarını büyük bir ayna aracılığıyla düşman üzerine yansıtırak gemileri ateşe verdiği de söylenir fakat doğruluğu kanıtlanmamıştır. Claudius Marcellus, ister istemez hayranlık duyduğu bu düşmanıyla kendi mühendislerinin başa çıkamayacağını anlayarak şu cümleleri sarfetti: "Bu matematik devi ile neden savaşalım ? Bizimle alay eder gibi kıyıda oturup donanmamızı yok ediyor !

Arşimet

Arşimet bizim çocukluğumuzdan beri duyduğumuz hamamdan çırılçıplak bir şekilde kaçarak suyun kaldırma kuvvetini bulduğunu iddia eden bilim adamıdır. Aynı zamanda diğer çalışmalarına dayanarak söylediği "Bana bir dayanak noktası verin Dünya'yı yerinden oynatayım." sözü ise yüzyıllardan beri dillerden düşmemiştir. Arşimet hem bir fizikçi, hem bir matematikçi, hem de bir filozoftur. Günlerini sürekli bir şeyler düşünerek yazarak çizerek ve onları kanıtlamaya ve baştna yaratmaya çalışarak geçirirdi. Yaptığı buluşlar arasından suyun kaldırma kuvvetinden, kaldıraçlara, makaralara, ısıtıcılara ve vidalara birçok şey vardır. En büyük özellikleri arasında yaptığı buluşları olduğu gibi bırakıp yenilerine yönelmek yerine daha önce yaptığı buluşların yenilerle herhangi bir ilişkisi olup olamayacağını yani her yeni buluşun eski buluşlardan herhangi birini daha da kolaylaştırıp kolaylaştırmayacağına bakmaktı.

İlk defa denge prensiplerini ortaya koyan bilim adamı da Arşimet'tir. Bu prensiplerden bazıları şunlardır:

· Eşit kollara asılmış eşit ağırlıklar dengede kalır.

· Eşit olmayan ağırlıklar eşit olmayan kollarda aşağıdaki koşul sağlandığında dengede kalırlar: f1 · a = f2 · b

Ahtapot ve Ahtapot Yemenin Faydaları

Denizden ne çıksa yerim sözünden yola çıkarak biraz ahtapot’tan ve faydalarından bahsedelim istedik sizlere. Tabiki ilk lafını bile duyduğunda herkesin yemek istemeyecğei fakat merak sonucunda eninde sonunda herkesin denediği yiyeceklerden birisidir ahtapot. Vücut yapısı ve ana gövdesinden sarkan 8 adet kolunun ürkütü görüntüsü bizi onların uzaydan gelen yaratıklar olduğuna bile inandırır. Peki Ahtapot yenirmi yada yenilse bile baş kısmımı yoksa kollarımı yenir ve lezzetlidir. Ahtapot’un kolları ve en çok kollarının uç ve orta kısımları lezzetlidir. Diğer deniz ürünlerinden farklı olarak ahtapot pek çok hastalığa iyi gelir ve vücudun bağışıklı sistemini kuvvetlendirerek direncini yükseltir. Balık ve özellikle de ahtapot tüketen insanların mide, kolon, prostat, pankreas ve akciğer kanserine yakalanma riskleri çok düşüktür. Gene balıklardan farklı olarak ahtapot bronşlarımızın temizlenmesinde de etkili bir besindir. Bu nedenle birçok ülkede astım hastalığının tedavisinde aktif olarak kullanılıyor. Ayrıca belirli bir yaştan sonra küçülen beyin hücreleri dahil bütün hücreleri beslediği için Alzheimer’a da iyi geldiği de bilinmektedir. Doymuş yağ oranı düşük olan ahtapot, Bakır, Fosfor, Protein, Niasin, Çinko açısından iyi bir kaynaktır. Ayrıca B12 vitamini bakımından zengindir. Tek uyarımız kolestorol oranı çok yüksek olan ahtapotu kolestorol hastalarının tüketmemesi gerektiğidir.

Thursday, June 26, 2014

Kaşığın İcadı ve Kullanımı

Kaşık en eski çaplardan beri farklı şekillerde olmak üzere kullanılmış ve zaman içerisinde şekli değişerek bugünlere gelmiştir. İlk zamanlarda geniş ağaç dallarının sadece spatula tarsi uçlarının yontulması ile yapılan ve o şekilde kullanılan Kaşık daha sonra uç kısımlarından yiyeceklerin ve özellikle sıvı şeylerin dökülmesi üzerinde ortasına bir delik açılmak ve en sonunda da ortadaki deliğin veya yontma alanının genişletilmesi ile bugünkü haline çok benzer bir şekil almıştır. Anadolu’da Selçuklular ve özellikle Osmanlılar zamanında kaşık çok önemli ve saygınlığı belirten bir nesne olduğundan özenle sanatçılara yaptırılır ve üzerine işlemeler yada sap kısmına altın parçacıkları veya benzeri süslemeler eklendirdi. Bu zamanlarda, Kastamonu ve Konya illeri kaşıkçılığın merkezi durumundaydı ve orada yapılan süslemeli ve özel oymalı kaşıklar heryere gönderilirdi. Hatta oradan geçerken kaşıkçılara uğranıp hediye olarak kaşık alınması bile bir adet olmuştu. Bunlardan başka İstanbul’da da kaşıkçılık sanatı sürdürülmüş ve kaşıkçı esnafı, tam bir teşkilatla çalışmıştır. En nadide kaşıkların İstanbul sanatkarının elinden çıktığı gerçeğide tarih kitaplarında yer almaktadır.

Sanatçıların Kulis İstekleri

Samantha Fox

Özellikle 90 ve 2000’li yıllarda adını fazlası ile duyuran ve dönemin adı en çok geçen sanatçılarından olan dünyaca ünlü sanatçı Samantha Fox kulislerde garip isteklerde bulunanlardan. Fox’un akılalmaz özel istekleri arasında King Suit'te konaklama, 40 kasa soda, 20 kilo doğal süt bulunuyor.

Ajda Pekkan

Yılların deneyimi olmasına karşın eğer kuliste istediklerini bulamazsa çılgına dönen sanatçılardan biriside Ajda Pekkan. Herşeyin yerli yerinde ve olması gerektiği gibi olmasından bizzat kendisi emin olan ve ilgilenen Ajda kuliste Çin çayı, diyet bisküvi ve taze küçük salatalıklar bulundurulmasını istiyor.

Beyonce

Ünlü şarkıcı Beyonce’un istekleri ise kendisine sunulan içme suyunun 21 derece olması, tüm sahne ve yardımcı ekibin yüzde 100 pamuk kıyafet giymesi ve tuvalette kırmızı tuvalet kağıdı bulundurulması.

Bülent Ersoy

13 rakamının uğursuzluğuna inanan Bülent Ersoy ayın 13 ‘üne gelen hiçbir programa katılmıyor. Oturacağı koltuğa beyaz bir çarşaf serilmesini istiyor, sahne öncesi muz yemeyi, duaları ve nazar boncukları, ağzına kadar su dolu bir buz kovası ve kendi özel bornozunu istiyor.

Karınca Yumurtası Yağı ve Kremi, Nasıl kullanılır, Faydaları!

Son yıllarca birçok farklı epilasyon sistemi türedi. Hepsi uzun süren etkilerini ve kullanım kolaylığını överken bunlardan bir tanesi en çok konuşulanlar arasında. Karınca yumurtası yağı özellikle inatçı ve kalın tüylü ve epilasyon ile kolay kolay geçmeyen ve istenmeyen tüylü bölgelerde daha çabuk ve net sonuçlar almak için kullanılıyor. Peki karınca yumurtası yağı nasıl kullanılıyor?

Artık heryerden temin edebileceğimiz ve internette toplu paketler olarak bile satılan karınca yumurtası yağı ve kremi ile inatçı ve kalın tüylerden kurtulmak istediğimiz bölgeye yaklaşık 15 – 20 dakika boyunca ovarak masaj yapılıyor. Karınca yağı ve kreminin farkı ise normal olarak cımbız ve diğer ürünlerle epilasyon uygulandıktan sonra o bölgelere uygulanmasıdır. Yani direk olarak epilasyon aracı değil ana epilasyondan sonra epilasyonun kalıcı olmasını sağlayan bir yan üründür karınca yumurtası yağı ve kremi. Buradaki istenen amaç ise zaten epile edilmiş bölgeden yapılan masaj ile formülün kıl köklerine kadar en derinlere ulaşabilmesini sağlamaktır. Bu krem her epilasyon sonrasında sabırla uygulandığında sonuçlarını 1-2 ay içerisinde göstermeye başlamaktadır.  

Flor Minerali ve Önemi

Bugüne kadar saydığımız vücudumuz için faydalı olan mineraller arasında pek fazla kimsenin aklına gelmesede ve ön planda olmasada Flor mineralide vücudumuz için önem taşıyan minerallerden birisidir. Diş ve kemik sağlığımız için büyük önem taşıyan Flor minerali kemiklerimizi güşlendirerek darbelerde veya düşme gibi durumlarda kemiklerimizi güçlü tutan ve kolay bir şekilde kırılıp çatlamasını engelleyen başlıca minerallerden birisidir.

Yetersizliğinde dişlerimiz zayıflar ve çok daha kolay deforme olacak hale gelir. Gelişme çağında olan çocuklar ve bebeklerde flor minerali bu yüzden büyük önem taşımaktadır. Dişleri çürüten çukulata veya şeker gibi yiyeceklerle büyüyen çocuklarımızın diş ve kemik sağlığı flor minerali tarafından desteklenir. Diş macunlarının içeriklerinde de bulunan flor ayrıca suya katılarak da çocuklarımıza destek olarak verilebilir.

Flor mineralinin ana temin besini deniz balıkları, özellikle de somon balığıdır. Flor içeren besinler çok sınırlı olduğu için florlusu tüketmeye özen göstermek ve çayı, florlu suyla hazırlamak flor eksikliği ile başa çıkmak açısından daha faydalı olur. Bebeklerde ve Çocuklarda günlük 1 – 2 mg almak yeterli olmakla birlikte, yetişkinlerde günlük flor ihtiyacı 2 – 3 mg kadardır.

İPhone İçin Oyun Tavsiyeleri

DR Awesome Plus

Doktorculuk oynamak isteyenler veya herzaman için doktor olmak ve dünyayı kötü hastalıklardan kurtarmak isteyenler için güzel bir oyun. Salgın durumunda kontrol sizde ve yayılmasına izin vermeden bir anönce alacağınız önlemlerle virüsün önüne geçmek zorundasınız.

Cube Runner

Oyunda küplere dokunmadan yarışı bitirmeye çalışıyorsunuz. iPhone'unuzu sağa sola hareket ettirek kontrol ettiğiniz oyun denge ve yarışı aynı anda tatmak isteyenler için ideal. 

Spider: Hornet Smash

Hiç örümcek adam veya örümceğin ta kendisi olmak istedinizmi? O zaman hiç durmayın ve bu oyunu bir deneyin. Ağlar örerek çevrenizi genişletmeye ve aynı zamanda da sizin için tehdit oluşturan düşmanlardan kaçmaya çalışıyorsunuz.

Real Racing GTi

İphone üzerinde oynanabilecek en güzel yarış oyunlarından birisi olan ve akıllı telefon ve tabletler çıktığından beri grafikleri ile herzaman ön planda olmuş Real Racing GTI ‘I denemeden diğer yarış oyunlarını oynamayın deriz!

MazeFinger Plus

Parmaklarınızla şimşekler çaktırmak istermiydiniz. Oyundaki amacınız gerektiği yerlerde ekrana dokunarak şimşekler yaratmak ve bu şekilde ilerlemek.

Yaz Tatili için Alternatif Fikirler

Tatil planlarını henüz yapmamış veya bazı sebeplerden dolayı yapamayacaklar için bazı farklı alternative öneriler hazırlamak istedik. İşe yeni başlayanların izinlerinin olmaması, yıllık izinlerin başka nedenlerden dolayı farklı sebeplerle kullanılmış olması, izin alsa dahi hastalık veya bakım gibi durumlardan dolayı şehirden zaten ayrılmayacak olanlar yani yaz boyunca sadece hafta sonlarını yaz tatili için kullanabilecekler hafta sonları denize yada havuzlara gidip serinlemek haricinde birçok farklı aktivite yapabilirler. 

Bulunduğunuz şehirdeki Trekking külüplerine üye olup hafta sonları doğa yürüyüşlerine katılıp yeni arkadaşlıklar edinebilir ve oksijenin tadını çıkartabilirsiniz. Bu tarz yürüyüş kulüpleri hemen hemen her şehirde bulunmakta ve farklı güzegahlara toplu halde yürüyüşler yapmaktadırlar.

Ayrıca eğerki fotoğraf çekmeyi seviyorsanız fotoğraf kulüplerine üye olup hafta sonları yapılan keşif ve fotoğraf çekim yürüyüşlerine katılarak hem yürüyüş yapmış olur hemde güzel fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz. Bu tarz kulüplere katılmak için illaki profesyonel fotoğrafçı olmanız gerekmez. Sadece fotoğraf makineniz ile katılım gerçekleştirmeniz yeterlidir. 

Deniz ve havuzun yanında ücretsiz hafta sonu alternatifleri arıyanlar için bu ve bu tarz bütün doğa aktivitlerini kampçılık, tekneyle 2 gün toplu balık turları vb dahil olmak üzere bulup güzel bir yaz tatili geçirebilirsiniz.

Trafikte Radar Sistemi Başka Ülkelerde Nasıl Uygulanıyor.

Polislerin kullandığı radar sisteminin genelde en aktif şekilde ülkemizde kullanıldığı düşünülsede bizden çok daha kötü durumda olan ve sabit radarların bulunduğu ülkeler vardır. Özellikle Amerika'daki birçok eyalette kazaların bol yaşandığı veya trafiğin düzenli olarak kalmasının istendiği cadde ve kavşaklarda daima sabit radarlar bulunur. bu radarlar işlek caddelerdeki normalde olması gereken hız sınırını ki bu ortalama 40-50 km/saat tir, aşanlara kameralardan çekilen fotoğraf ile beraber evlerine ceza gönderilir. Plakanın okunması yöntemi ile gönderilen cezalara fotoğrafta yanında olduğu için pek itiraz etme şansı bulunmamaktadır. Ayrıca gene bizdeki gibi yola kurulan ve polis arabasının içindeki bir cihazın gelen araca tutulması ile ölçülen radarlarda tüm Amerika ve Avrupada kullanılmaktadır.

Bizdeki sistem bu tarz radar uygulama sistemleri ile karşılaştırınca aslında sanıldığı kadar gaddarca olmadığı farkedilebiliyor. Bu tarz bir sistem zaten Türkiye’de olsa ozaman malesefki sürücülerin bahane uydurup bu seferlik affedelim diyebilecekleri ve muhattap alabilecekleri bir polis memuruda olmayacağından asıl ozaman iş isyana dönüşür. Tabiki bu polislerin işine gelir çünkü işlerini yapmaktan çok ceza yazmak üzere oldukları kişilerin bahane ve yalvarışlarını dinlemekten fazlası ile şikayetçiler. Bu arada sanıldığının aksine trafik polislerinin özellikle radarlarda duranların belirli bir kotasının olmadığınıda belirtelim.

Sosis ve Salam Kansere Yol açıyor

Sucuk, salam ve sosisi kim sevmez. Özellikle çocukların fazlası ile rağbet gösterdiği bu ürünler hernekadar tadları ile ilgi çekici olsada içlerinde barındırdıklarını ve hangi maddelerden oluştuklarını bilindiğinde insanın pek hevesi kalmıyor. Bundan 10-15 yıl öncesinde özellikle salam ve sosis fiyatından dolayı her eve giremezdi ve şu anki meşhur olmasınıda tamamen bu ününe borçlu. Aslında çok kaliteli ürünler gibi görünsede salam ve sosisin içeriğinde iç yağları, sinirler ve sinirlerin etrafından tam olarak sıyrılamayan çürüksü et parçacıkları, kuyruk yağları, deriler, kıkırdaklar, eklem yerleri, iblikler, gagalar, paçalar ve malesef tam temizlenemeyen kıllar ve tüyler bu ürünlerin içine karıştırılır. Bu ürünler birbiri ile karıştırılarak formüle edilir ve bu ürünlere tadını daha da iyileştirmek için özellikle soğan, sarımsak, salça ve çeşitli baharatlar eklenir. Mikrop üremesinin engellenmesi ve içinde bulunan mikroplarında öldürülmesi için Nitrit, Nitrat, MSG gibi kanserojen ve sinir sistemini çökerten, obeziteye yol açan ve az da olsa bağımlılık yapan maddeler bu karışıma eklenir. 

İşte bütün bunların sonucunda bayılarak yediğimiz salam ve sosisler karşımıza çıkar. Kalp hastalıklarının artması ve son yıllardaki kanser artışlarının büyük nedenlerinden birisi olarak uzmanlar sosis ve salam tarsi yiyeceklerden kaçınılmasını gerektiğini vurguluyor.

Oksijen Zehirlenmesi

Çoğu için yabancı bir terim olsada Oksijen Zehirlenmesi tıpta yıllardır bilinmekte ve özellikle kısmı basıncın aşırı derecede artması ve solunması ile gelişen ve görülen bir şeklidir. Ciddi vakalar, en çok merkezî sinir sistemi, akciğer ve gözlerde görülen etkilerle (prematüre bebeklerde), hücre zedelenmesi ve ölümle sonuçlanabilir. Oksijen zehirlenmeleri en çok dalgıçlarda ve özellikle aletli dalış yapanlarda görülür. Ayrıca premature doğan ve küveze alınarak oksijen verilerek yaşayan bebeklerde de görülen bir sıkıntıdır. Oksijenin fazla olması ve dolayısı ile vücudumuzdaki dokulara fazla miktarda gitmesi hiperoksi olarak adlandırılır. Merkezî sinir sistemi zehirlenmesinin sebebi, genellikle 3 ATA üzerinde, %100 oksijene maruz kalmadır.Merkezi sinir sistemi üzerindeki bu etki oksijenin kesilmesi veya daha düşük basınçta oksijen verilmesi ile geri döner. Pulmoner ve oküler zehirlenme normal basınç altında yüksek oksijen yüzdesinde maruz kalınması sonucunda oluşur. Semptomlar dezoriyantasyon, solunum problemleri ve geçici miyopi gibi görüş bozukluklarını kapsayabilir. Oksijen zehirlenmesi yaşayanlara oksijen seviyesinin düşürülmesi ile müdahele edilir ve çok uzun süre maruz kalınmadığı sürece tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır.

Deniz YIldızları

Denizyıldızları dikenli derili familyasına bağlı Asteroidea sınıfına ait olan bütün omurgasız deniz canlılarına verilen ortak addır. Dünya üzerinde 1500 civarında türleri olduğu bilinmektedir. Deniz yıldızları genelde 5 kollu olarak bilinsede okyanuslarda çok daha derinlerde yaşayan bazı türlerin ve tropik adalarda bulunan bazı türlerinin 5 ten fazla kolu olduğuda bilinmektedir. Hatta Kuidia ciliaris adı verilen türün ise 7 tane kolu vardır.

Yaşayan en eski deniz yıldızlarının 450 milyon yıl öncesine ait oldukları bilinmektedir. O zamana ait bulunmuş olan fosillerde vücut yapılarının çok daha iri ve büyük olduğu görülmektedir. Gövdelerinin dışında besinleri sindirebilme yetenekleri nedeniyle denizyıldızları ağızlarından çok daha büyük avları yiyebilirler. Midye, istiridye, eklem bacaklılar veya küçük balıkları yiyebilirler. Her ne kadar denizyıldızlarının belirgin duyu organları olmasa da dokunmaya, ışığa, sıcaklığa, oryantasyona ve çevrelerindeki suyun durumuna karşı duyarlıdırlar. Tüp ayaklar, dikenler, pediseller dokunmaya karşı duyarlıdır. Tüp ayaklar, özellikle de kolların ucunda bulunanlar aynı zamanda kimyasallara karşı da duyarlıdır ve bu sayede besin gibi koku kaynaklarını tespit edebilirler.

Wednesday, June 25, 2014

Ramazan Ayında Aşırı Sıcaklara Dikkat!

Ramazan ayı bu senede aşırı sıcaklar altında yaşanacak. Bu ayın 28’inde başayacak olan Ramazan ayı boyunca tüm doktorlar oruç tutacak kişileri mümkün oldukça güneşten uzak durmaları ve özellikle öğlen sıcaklarında güneş altında dolaşmamaları konusunda uyarıyor. 

Oruçlu olduğu halde dışarıda bulunması gereken kişilerin ise mümkün olduğunda gölgeden yürümeleri ve şapka veya gerekirse şemsiye ile kendilerini korumaları gerektiği belirtiliyor. Sahurda mümkün olduğunda vücuda sıvı alımının zaten oruç yüzünden halsiz düşen vücudun suda kaybedip tamamen sizi halsiz bırakmaması veya hasta etmemesi için susuz kalmamaya büyük özen gösterilmeli. Son birkaç yıldır yaz aylarına denk gelen Ramazan ayında aşırı sıcaklardan dolayı birçok kişinin sokak ortasında bayılıp acil olarak hastaneye kaldırıldığını hatırlatan doktorlar bana birşey olmaz mantığı ile düşünmeden herkesin bünyesi ne kadar kuvvetli olursa olsun bu kurallara uyması gerektiğini ifade ediyor.

Sadece sahurda değil aynı zamanda akşamlarıda iftarı yaptıktan sonra sahura kadar vücudun gün içinde normalden daha çok kaybettiği su ihtiyacının vücuda geri kazandırılması gerektiğini tavsiye eden uzmanlar yaz aylarında vücudu halsiz bırakanın açlık değil susuzluk olduğunu belirtiyor.

Yurtdışından Beraberinizde Getirebileceklerinizin Listesi

A) TÜKETİM MADDELERİ 
a) TÜTÜN VE TÜTÜN ÜRÜNLERİ 
1- Sigaralar 400 adet 
2- Sigarillolar (her biri 3 gr.dan ağır olmayan purolar) 100 adet 
3- Puro 50 adet 
4- Kıyılmış tütün (200 yaprak sigara kağıdı ile) 250 gr. 
5- Pipo tütünü 250 gr. 
b) ALKOLLÜ ÜRÜNLER 
1- Alkol derecesi % 22’yi geçen alkol ve alkollü içkiler 1 lt. 
2- Alkol derecesi % 22’yi geçmeyen alkol ve alkollü içkiler 2 lt. 
c) KOZMETİK ÜRÜNLER 
600 ml’yi aşmamak kaydıyla kolonya, parfüm, lavanta, esans veya losyon ile 5 adet cilt bakım ürünü ve makyaj malzemesi 
ç) GIDA ÜRÜNLERİ 
1- Çay 1 kg. 
2- Çözülebilir hazır kahve 1 kg. 
3- Kahve 1 kg. 
4- Çikolata 1 kg. 
5- Şekerden mamul yiyecek 1 kg. 

B) DİĞER EŞYA 
a) GİYİM VE YOLCULUK EŞYASI 
1- Yolcunun giyinip kuşanmasına mahsus eşya 
2- Yolcunun yaşantısına mahsus eşya ile seyahat eşyası 
b) ELEKTRONİK /DİJİTAL EŞYA 
1-LCD veya plazma ayrımı yapılmaksızın bir adet renkli televizyon (55 ekrana [55 ekran dahil] kadar) 
2- Birer adet video kamera (10 adet boş kaseti ile birlikte) ve fotoğraf makinesi (hafıza kartı veya 5 adet filmi ile birlikte) 
3- Bir adet GPS yön bulma cihazı 
4- Bir adet dizüstü bilgisayar ya da PC, aksam ve parçaları (flash bellek, harici hard disk dahil) 
5- Bir adet radyo veya radyo-teyp 
6- Her türlü ses ve görüntü kaydedici ve oynatıcı cihazlardan bir adet ile bu cihazlara ait toplam 10 adedi geçmemek üzere üzerine kayıt yapılabilen plak, teyp kaseti, CD, VCD, DVD 
7- Bir adet kasetli veya oyun kartlı elektronik oyun aleti 
8- Tv, müzik çalar, video oynatabilme özelliğine sahip olanlar dahil olmak üzere GSM-Cep telefonu (yabancı misyon mensupları hariç iki takvim yılında 1 adet) 
c) MÜZİK ALETLERİ 
Elde taşınabilir müzik aletlerinden birer adet olmak üzere en çok 3 adet 
ç) SPOR VE OYUN ALETLERİ 
1- Bir adet kamp çadırı 
2- Bir adet dalgıç takımı 
3- Bir adet motorsuz şişirme bot 
4- Bir adet yelken tertibatlı sörf 
5- Bir çift yüzme paleti 
6- Golf malzemesi (golf aracı hariç) 
7- Yolcunun tek başına kullanabileceği özelliğe sahip birer adet olmak üzere spor yapmasına mahsus diğer spor alet ve giysileri (paraşüt ve kayak takımı dahil, deniz motosikleti ve motorlu deniz kızağı hariç) 
d) SAĞLIK CİHAZLARI 
1- Hasta yolcuya ait yatak 
2- Maluller için hareket ettirici tertibatı bulunan motorlu, motorsuz koltuk 
3- Şahsi tedavide kullanılan ilaçlar 
4- Kişinin kullanımına mahsus tıbbi cihazlar 
5- Gaz maskesi, koruyucu elbise 
e) MUTFAK EŞYASI 
Yolculuk esnasında kullanılacak mutfak aletleri ile birer adet olmak üzere küçük ev aletleri 
f) DİĞERLERİ 
1- Hac ve umreden gelen yolcuların beraberlerinde getirecekleri veya posta veya kargo yoluyla gönderecekleri, Müsteşarlık ile Diyanet İşleri Başkanlığınca belirlenecek miktarda hurma ve zemzem suyu 
2- Çocuk yolcuya mahsus bir adet çocuk arabası 
3- Çocuk yolcuya mahsus oyuncaklar 
4- Bir adet ütü 
5- Bir adet bisiklet 
6- Bir adet el dürbünü (gece görüş dürbün ve gözlükleri ile gece görüş keskin nişancı dürbünleri hariç) 
7- Araçla birlikte yolculuk halinde, aracın kendisine ve sürücüsünün kullanımına mahsus diğer alet ve cihazlar ( Akü şarj cihazı, akü ile çalışan otomobil süpürgesi, akü ile çalışan buzluk vb.) 
8- Kişisel kullanıma mahsus kitap veya benzeri basılı yayın 
9- Yolcunun beraberinde olmak kayıt ve şartıyla evcil hayvanlardan toplam 2 adet veya 10 adet akvaryum balığı (veteriner sağlık raporu, orijin ve aşı belgesi ile varsa kimlik ve eşgal belgesi ibrazı şartı ve veteriner kontrolü kaydıyla)

Yurtdışından Telefon ve Hediye Getirme Sınırlamaları

Yolcu beraberi hediyelik eşya statüsünde gıda ürünleri getirilebilir mi? 

Yolcu beraberi hediyelik eşya kapsamında, fenni usullere göre kapatılmış kutulardaki her nevi su ürünleri, hayvansal ürünler, konserveler ile pastırma ve sucuk gibi işlenmiş hayvansal ürünlerin beş kilogramına kadar, tüketim amacıyla getirilen bitkisel ürünlerden taze ve kuru meyve ve sebzelerin üç kilogramına, diğer bitkisel ürünlerin ise bir kilogramına kadar muafiyet tanınır. Bunun dışında kalan her nevi ve miktardaki hayvansal ve bitkisel ürünün getirilmesi halinde ticari miktar ve mahiyette olduğu kabul edilip buna göre işlem yapılır.

Yolcu beraberinde cep telefonu getirmek mümkün müdür?

Evet getirilebilir. Halihazırda, cep telefonunun (Tv, müzik çalar, video oynatabilme özelliğine sahip olanlar dahil) muafen serbest dolaşıma sokulabilmesi için, ancak yolcu beraberi kişisel eşya statüsünde olması gerekmektedir. Karar eki Ek-9 listede belirtildiği gibi, yabancı misyon mensupları hariç, her bir yolcunun iki takvim yılında bir adet ile sınırlı olmak üzere, telefonun kıymetine bakılmaksızın cep telefonunu gümrük vergilerinden muaf olarak yurda getirmeleri mümkün bulunmaktadır.

Yolcu beraberinde hediyelik eşya statüsünde cep telefonu getirilebilir mi? 

Hayır, hediyelik eşya statüsünde muafen veya vergileri ödenerek cep telefonu getirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu yolla cep telefonu getirilmiş olsa dahi hiçbir surette sahibine teslim edilmemektedir.

Yurtdışından Döviz ve Mücevher Getirme Sınırlamaları

Yolcu beraberinde Türk Parası veya döviz getirilmesi/götürülmesi mümkün müdür?

- Yolcuların Türk Parasını ve dövizi beraberlerinde Türkiye'ye getirmeleri serbesttir. 
- Yolcular, 5000.-ABD Doları veya eşitine kadar efektifi ve en çok 5.000 ABD Doları karşılığı Türk parasını beraberlerinde yurt dışına çıkarabilirler.
- Dışarıda yerleşik kişiler ile Türkiye'de yerleşik sayılmakla birlikte yurt dışında çalışan Türk uyruklu kişiler, yurda girişlerinde beyan etmiş olmak, Türkiye’de yerleşik kişiler ise bankalar ve özel finans kurumlarından döviz satın aldıklarını tevsik etmek kaydıyla 5.000.- ABD Doları veya eşitini aşan miktarlardaki efektifi beraberlerinde yurt dışına serbestçe çıkarabilirler.

Yolcu beraberinde kıymetli maden, taş ve eşya getirilmesi mümkün müdür? 

- Yolcular, beraberlerindeki kendilerine ait değeri 15.000.-ABD Dolarını aşmayan ve ticari amaç taşımayan ziynet eşyası niteliğinde kıymetli madenlerden ve taşlardan yapılmış eşyayı yurda getirebilirler ve yurt dışına çıkarabilirler. Daha fazla değerdeki ziynet eşyasının yurt dışına çıkarılması, girişte beyan edilmiş olmasına veya Türkiye'den satın alınmış olduğunu tevsik etme şartına bağlıdır.

Tarihteki En Kötü Nazi Kampı-Ebensee

Nazilerin yahudilere yaptığı zulümün en büyüğü toplama kamplarında gerçekleşmiştir. Bu kamplardan tarihe geçen ve insalık açısından en kötü şartlarda bulunan toplama kampı ise Ebensee toplama kampıydı. Ebensee Avusturyada 1943 yılında kuruldu ve ilk olarak getirilen mahkum sayısı 1000 idi. Aslında bu kampın amacı yasak olan füzelerin saklamak için tüneller kazmaktı fakat heryerde burasının bir çimento işletmesi olduğu haberlerini yayıyorlardı. Etrafı çevreleyen dağlarda devasa bir tünelin yapımı için toplamda yaklaşık yirmi bin mahkûm ölümüne saatlerce her gün çalıştırıldı. Mauthausen'in alt-kampı Gusen ile birlikte Ebensee kampı en korkunç Nazi toplama kampı olarak bilinir ve o şekilde tarihe geçmiştir. Tünel yapımı için tutuklular her sabah 4:30'da kaldırılıp saat 18:00'e kadar çalıştırılıyordu. Birkaç ay sonra mahkumlar vardiya usulüyle 24 saat çalıştırılmaya başlandı. Mahkumların Avusturya'nın soğuk kışından korunması için hiçbir önlem alınmadı ve ölüm oranı arttı. Ölenler direk toplanarak yakılıyordu ve ölülerin yakıldığı bu yerler aynı zamanda mahkumlara tuvalet olarak kullandırılıyordu. Mahkumlar genelde yaz-kış yalın ayakla çalışıyorlar ve yemek olarak kahvaltıda yapay kahve, öğlende içinde patates kabuğu olan üç çeyrek litre sıcak su ve akşamları kurumuş ve askerlerin artığı olan ekmekler veriliyordu. İçine en fazla 100 kişi alabilecek barakalarda 750’şer kişi kalıyordu. Savaşın bitmesi ile bütün kamplar dağıtılsada zaten Ebersee de pek yaşayan kalmamıştı.

mIRC ve ICQ

İnternetin ilk yaygınlaşmaya başladığı zamanlarda kullanılan sohbet programlarını hatırlayanlar varmı? mIRC veya ICQ gibi programları birçok kişi aktif olarak kullanmıştır. Eskiden internet kafelerde bir bilgisayarda olmazsa olmaz olarak geçen bu programlar artık çoktan unutuldu. mIRC halen pasif olarak birçok yazılımın arka planındaki sohbet programlarını desteklemek için halen kullanılsada ICQ tarihten tamamen silindi diyebiliriz. Bilgisayarların başında saatlerce oturup tanıdıklarımızı bulmaya veya rastgele kişilerle sohbetler ettiğimiz bu programlar artık yerini Facebook veya Twitter gibi hem sohbet edebileceğiniz hemde aynı zamanda video, resim ve anket tarzı şeyleri rahatlıkla yapıp paylaşabildiğimiz hatta bulunduğumuz mekanı veya sokağı bile aynı anda eş zamanlı olarak gösterebilen sosyal medya kategorisindeki programlara bıraktı. 

Eskiden ICQ’dan gelen ve bir kişiden mesaj aldığımızda gelen sesi heyecanla beklerken şimdi facebook ve twitter’ın telefonumuza veya bilgisayarımıza sürekli gönderdiği oyun istekleri veya uyarılardan bıkmış durumdayız. Teknoloji beraberinde birçok şeyi getirirken aynı zamanda da bazı şeylerin heyecan ve gizeminide beraberinde götürüyor. Bakalım ilerleyen yıllarda bunların yerine dahada gelişmiş ve bizi tamamen etkisi altına alan ve tüm zamanımızı çalan uygulamalarla uğraşıyor olacakmıyız.

Ülkelere göre Mortgage Farklılıkları

Birçok ülkede uygulanan mortgage sistemi her ülkede farklılıklar göstermektedir. Bazı Avrupa ülkelerinde devlet destekli olarak vatandaşlara sunulan mortgage hizmetinde illaki devletin gösterdiği konutları seçmek yerine istediğiniz her türlü konut için kredi çekebiliyorsunuz. Bir diğer önemli farklılık ise ülkemizde mortgage yani konut kredileri 8-10 yıl gibi süreler için çekilebilmekteyken hem Avrupa hemde Amerika ve Kanada ‘da bu süreler 30 yıla kadar uzayabilmektedir. Normalde ülkemizde 5 yıllık bir kredi ile 7 yıllık bir kredi arasında bile faiz oranları büyük değişkenlik göstersede uzun vadeli konut kredisi sunan ülkelerde 30 yıla kadar ile olsa faiz oranlarında büyük değişkenlikler görülmemektedir. Avrupa ülkelerinin çoğunda alacağınız konutun min %5 ila %10 arasındaki değerini nakit olarak önden vermek yeterli iken Amerika ve Kanada’da ise bu işlem ön ödemesiz bile olabilmektedir. Tabiki ön ödemesiz bu işlemi yapabilmek için banka hesapları ve diğer finansal geçmişinizin iyi ve yeterli olması gerekiyor. Yapacağınız ara ödemelerle ve seçeceğiniz değişmez faiz sistemleri ile de kendinizi garantiye alabilir ve kredinizi kısa sürede tamamlayabilirsiniz.

Bilgisayarın Yol Açtığı Göz Rahatsızlıkları

Son zamanlarda gözlerinizde sürekli kızarıklıklar, kaşıntı ve odaklanma sorunları yaşıyormusunuz? Yada eskiden görmekte problem yaşamadığınız ve net gördüğünüz şeyleri artık hiç göremiyor yada görmek için eksta yakınlaşmanız gerekiyormu? İşte bunların sebepleri: Çalıştığınız işyerinde veya kendi ofisinizde sürekli bilgisayar ile meşgulseniz bu kaçınılmaz bir durumdur ve son yıllardaki en çok görülen ve kontrol altına alınmazsa gözlerde kalıcı ve hızlı ilerleyen rahatsızlıklara yol açan bir ofis hastalığıdır.

Bunun kontrol altına alınması için hem ofisinizde hemde evinizde bazı önlemler almanız gerekebilir. İşinizden vazgeçemeyeceğiniz ve artık hayatımızın bir parçası olan ve işimizi doğru yapabilmemizi sağlayan bilgisayarıda bir kenara atamayacağımız için yapılacak en doğru şey öncelikle bilgisayar monitörünüzün ışıkları görebileceğiniz kadar kısmak. En parlak konumdaki monitörler gözünüzü çok zorlar ve bir süre sonra görme bozuklukları yaratır. Ayrıca eve gittiğinizde bilgisayar veya telefonunuzla uğraşmak yerine digital ekranına bakmayacağınız hobiler edinebilirsiniz ki bunuda çok faydası olacaktır. 

Bilgisayar kullandığınız ortamdaki ışıkların da açık olması ve tek ışığın bilgisayar monitöründen gelmemesinede çok dikkat etmelisiniz. Gözlerinizde kalıcı hasarlar oluşmadan bu kolay önlemleri almak çok önemlidir.

Zorunlu İlkyardım, İşyerinde Kaza Önleme ve Güvenlik Eğitimleri

Tüm dünyada olduğu gibi artık ükemizde de işyerlerinde verilen ve tam veya yarı zamanlı yada stajyer gibi tüm aktif çalışanları kapsayan işyeri ve ilk yardım sağlık eğitimleri uygulanmaya başladı. Bu hizmeti sağlayan bazı özel firmalar tarafından online veya ofis içerisinde birebir verilebilen bu eğitimleri belirli bir sayıdan fazla işçi çalıştıran her işyeri faaliyet alanınada bağlı olarak yaptırmak zorunda. Buradan direk bir sayı veremiyoruz çünkü biraz önce bahsettiğimiz gibi faaliyet alanı ve çalışan sayısına göre değişen eğitimlerin sizin işyeriniz için uygun olup olmadığını sağlık bakanlığından sorulması gerekiyor. Online olarak internet ortamında oluşturabilen bu eğitimlerde çalışanların tek yapmaları gereken eğitim adresine girerek öncesinde eğitimi dinlemek ve sonrasında da biraz önce izlediği eğitimle ilgili verilen soruları doğru olarak yanıtlamak. Türklerin hazıra düşkünlükleride hesaba katılarak bu eğitimleri sayfa atlama veya tamamen izlemeden es geçme gibi bir şans verilmemiş. Dolayısı ile her kişinin ortalama 45 dakikasını alan bu testleri yaptırıp yaptırmamak eskiden seçeneğe bağlı iken artık zorunlu hale getiriliyor.

Kedimi Köpekmi? Evcil Hayvan seçiminde önemli noktalar!

Köpeklerin sahipleri, kedilerin ise hizmetçileri" vardır diye bir söz vardır. Kedi sahipleri bilirler bu sözün anlamını. Biraz açacak olursak eğer bir köpeğiniz varsa o siz ne verirseniz yer siz ne isterseniz yapar ve onu eğitip sözünüzü geçirebilirsiniz. Kedilerde ise durum tamamen tersine dönüyor çünkü kediler ne kadar evcil olurlarsa olsunlar veya ne kadar uysal olurlarsa olsunlar onları sadece onlar istediği zaman sevebilir, onların istedikleri zamanda yemeklerini verir ve onlar size değil siz onlara uyarsınız. Dolayısı ile kendi başlarına buyruk olarak yaşayan kediler sizin hayatınızı kontrol eder. Tabiki bunları yazarak kedi beslemeyin demiyoruz, kedilerinde köpeklere göre birçok avantajı vardır. Yukarıda saydığımız şeyleri yapmaları için uyanık olmaları gerekir ki zaten kediler günün 16-17 saati uyudukları için geriye çok az bir zaman kalır. Bu zamanda tek yaptıkları ise oyun oynamak, mama istemek, etrafı karıştırmak ve evdeki kontrolünü bir mekan sahibi edasıyla sizlere kanıtlamaktır. En büyük artısı ise sürekli tuvalet için dışarı çıkarmamaktır.

Tuesday, June 24, 2014

Kurtuluş Dizisi IMDB Sıralamasında 37. Sırada.

IMDB yani İnternet Movie Data Base isimli dünyadaki bütün filmlerin değerlendirildiği ünlü web sitesinde her yıl diziler ve filmler ayrı bir şekilde değerlendirilerek en iyiler seçiliyor. Dünya çapında ün yapan site ülkemizde de bir çok dizi ve sinemasever tarafından takip ediliyor. Bir dizi veya film izlemeden önce onun hakkında yorumları okuyabilmek, hikayesini okumak, fragmanını izlemek ve hatta çekim arkalarını bile izlemek için IMDB den faydalanılabiliyor. IMDB’nin 2013 içerisinde yayınladığı ve tüm dünyadaki en iyi dizlerin yer aldığı listede bir tanede Türk yapımı gururumuz yer alıyor. Bizlere bu gururu yaşatan dizi ise Kurtuluş destanımızı anlatan Kurtuluş dizisi. Kurtuluş IMDB listesinde en iyi 50’de 37. Sırada yer alıyor. 

Ağustos 1991'de başlanan Kurtuluş dizisinin çekimleri yaklaşık 2 yıl sürmüş ve gerçek mekanların kullanılmasına özen gösterilen dizide, İzmir kordonboyu ve I. TBMM Binası gibi mekanlar çekim platolarında ilk yapım tarihlerine benzemeleri için baştan inşa edilmiş. Çekimlerinde yaklaşık 300 aktör ve 400 bin figüranın rol aldığı 6 bölümlük dizinin toplam maliyeti 37.6 milyar TL’yi bulmuş.

Türkiye'de En Çok İzlenen Diziler

Türkiye’deki dizi sayıları her yeni gelen yıl veya sezon ile beraber artmaya devam ederken aynı zamanda birçok dizide yurtdışına gödnerlimeye devam ediyor. Türkiye cumhuriyetleri ve komşularımız tarafındanda ilgi ile izlenen dizilere yıl geçtikçe daha çok talep gelmeye başlıyor. Hindistanın Bollywood olarak adlandırılmasından sonra bu gidişle Türkiye’de dizi cenneti olarak adlandırılmaya devam edecek. Her izlediğimiz dizi ile beraber artık konular bitti yayınlayacak birşey bulamazlar diye düşündükçe yapımcılar bizleri haksız çıakrtıp güzel hikayeler bulmaya devam ediyorlar. İşte en son açıklanan listelere göre Türkiye’de son zamanlarda en çok tercih edilen ve izlenme rekorları kıran diziler listesi. Bu listeye göre Muhteşem Yüzyıl kendisine olan ilgiyi ve izlenme oranlarını gün geçtikçe kaybediyor gibi görünüyor! Fakat listede de göreceğiniz gibi ilgisini kaybetmeyen tek dizi ise Kurtlar Vadisi!
  • -        Küçük Gelin
  • -        Kurtlar Vadisi Pusu
  • -        Kaçak
  • -        Arka Sokaklar
  • -        Şefkat Tepe
  • -        Muhteşem Yüzyıl
  • -        Karagül
  • -        Karadayı
  • -        Küçük Ağa
  • -        Medcezir

En çok indirilen iPhone Uygulamaları

En çok indirilen 25 paralı iPhone uygulaması:
1. Angry Birds
2. Fruit Ninja
3. Doodle Jump
4. Cut The Rope
5. Angry Birds Seasons
6. Words With Friends
7. Tiny Wings
8. Angry Birds Rio
9. Pocket God
10. Camera+
11. The Moron Test
12. Plants vs. Zombies
13. Skee-Ball
14. The Game of Life
15. Scrabble
16. Monopoly
17. Fat Booth
18. WhatsApp
19. UNO
20. Color Splash
21. The Sims 3
22. Flight Control
23. MotionX GPS Drive
24. Where’s Waldo
25. I Am T-Pain 2.0

En çok indirilen 25 ücretsiz iPhone uygulaması:
1. Facebook
2. Pandora Radio
3. Words With Friends Free
4. Skype
5. The Weather Channel
6. Google Search
7. Google Earth
8. Angry Birds Free
9. Shazam
10. Netflix
11. Paper Toss
12. Twitter
13. Movies by Flixster
14. Bump
15. PAC-MAN Lite
16. Flashlight.
17. Unblock Me FREE
18. Temple Run
19. Instagram
20. Touch Hockey
21. Angry Birds Lite
22. ESPN ScoreCenter
23. Fruit Ninja Lite
24. Groupon
25. Angry Birds Rio Free

En Çok İndirilen Ücretli ve Ücretsiz iPad Uygulamaları


 En çok indirilen 25 paralı iPad uygulaması:
1. Pages
2. Angry Birds HD
3. Angry Birds Seasons HD
4. Penultimate
5. Scrabble for iPad
6. Fruit Ninja HD
7. GarageBand
8. GoodReader
9. Angry Birds Rio HD
10. Cut The Rope HD
11. Numbers
12. Keynote
13. Words With Friends HD
14. Star Walk for iPad
15. MONOPOLY for iPad
16. Plants vs. Zombies HD
17. Where’s My Water?
18. Friendly Plus for Facebook
19. QuickOffice Pro HD
20. Notability
21. Splashtop Remote Desktop for iPad
22. Pinball HD
23. MyPad+ – For Facebook & Twitter
24. Infinity Blade
25. Real Racing 2
En çok indirilen 25 ücretsiz iPad uygulaması:
1. Angry Birds HD Free
2. The Weather Channel for iPad
3. Netflix
4. Skype for iPad
5. Kindle
6. ABC Player
7. Pandora Radio
8. Angry Birds HD Free
9. CNN App for iPad
10. Words With Friends HD Free
11. Google Earth
12. Calculator Pro for iPad Free
13. Fruit Ninja HD Lite
14. Calculator for iPad Free
15. NYTimes for iPad
16. USA TODAY for iPad
17. Facebook
18. MyPad – for Facebook & Twitter
19. Flipboard
20. eBay for iPad
21. Angry Birds Seasons HD Free
22. Dictionary.com
23. Twitter
24. Solitaire
25. Friendly for Facebook


Murphy Kanunları

Edward Murphy 1949'da; insan bedeninin en fazla ne kadar ivmeye dayanabileceğini bulmasını sağlaması gereken Amerika Hava Kuvvetlerinin roket nakliye programı için roket ve uzay mühendisi olarak araştırmaları ve testleri yapmak için çalışıyordu. Yüksek maliyetleri olan bu deney sırasında kullanılan denek üzerine 16 adet ölçüm cihazı bağlandı. Birisinin tüm cihazları yanlış bir yöntemle bağlaması, deneyin başarısız olmasına yol açtı. Yaşanan bu kötü deneyim Murphy'nin temel kanunlarını oluşturmasını sağladı.
  1. "Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir."
  2. "Bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir."
  3. "Bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır."
  4. "Bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır."
  5. "Er ya da geç olası en kötü koşullar zincirlemesi vuku bulacaktır."
  6. "Ne zaman bir şeyden vazgeçseniz, vazgeçtiğiniz o şey size geri gelir."
  7. "Olmuyorsa zorlayın, kırılırsa zaten değişmesi gerekirdi." 
  8. "Ne kadar beklersen bekle istenmediği zaman gelecektir."
  9. "Çözülen her problem yeni problemler yaratır."
  10. "Her şey yolunda gidiyorsa, kesin bir terslik vardır."

ISO 2014 En Büyük Şİrketler Sıralaması

ISO ilk 500 listesine göre Türkiye’nin en büyük şirketlerinin sıralaması yapıldı. Tüpraş 39.7 milyar TL ile ilk sırayı açık ara farkla alırken, ikinci sırayı Ford Otomotiv 9.7 milyar TL ile, üçüncü sırayı ise EUAŞ Elektrik Üretim A.Ş 9.2 milyar TL ‘lik rakamı ile aldı. Geçen seneye oranla ilk iki sıra değişmezken Oyak Renault Otomobil fabrikaları 2013 yılına oranla 3milyar dolarlık artan 

İşte sıralama;

4- Oyak Renault 8.6 milyar TL

5- Arçelik 7.7 milyar TL

6- Tofaş 5.8 milyar TL

7- İÇDAŞ Çelik 5.6 milyar TL

8- Ereğli Demir Çelik 5.2 milyar TL

9- İskenderin Demir Çelik 5.1 milyar TL

10- Aygaz 5 milyar TL

2013 yılında yayınlanan sıralamada ise ilk 10’a giren firmalar şu şekilde sıralanmıştı... (milyar TL)

1 TÜPRAŞ-Türkiye Rafinerileri A.Ş. 40.118.028.063
2 Ford Otomotiv Sanayi A.Ş. 8.164.892.972
3 Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş. 7.529.420.343
4 Arçelik A.Ş. 7.221.822.854
5 EÜAŞ Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğü 6.939.885.287
6 TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. 5.611.895.875
7 İskenderun Demir ve Çelik A.Ş. 5.399.769.455
8 Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. 5.107.059.385
9 İçdaş Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi A.Ş. 4.921.735.222
10 Aygaz A.Ş. 4.689.703.272

Türkan Şoray Kanunları

- Türkan Şoray film senaryolarını film çekim tarihinden en az bir ay önce beğenir.
- Türkan Şoray senaryoyu beğenmezse yeni senaryo verilir.
- Çekilecek filmin yönetmeni ve baş rol erkek oyuncusu için Türkan Şoray'ın onayı şarttır.
- Türkan Şoray adı jenerik, afiş, ilan ve sinema fenerlerinde başta ve tek olarak yazılacaktır.
- Filmde öpüşme ve açık sahne olmayacaktır.
- Filmlerdeki tarihsel giysiler şirkete, modern giysiler ise Türkan Şoray'a aittir.
- Film çekimi yalnızca İstanbul'da olur, Şoray İstanbul dışına çıkamaz.
- Çalışma saatleri sabah 08.00 ile akşam 19.00 arasındadır.
- Türkan Şoray, pazar günleri çalışmaz.
- Türkan Şoray, mecburi gecikmeleri 10 günden fazla beklemez.
- Filmlerin seslendirilmesinde Türkan Şoray'ın onayı şarttır.
- Şirket filmi kendi hesabına çeker, başka şirket ile ortak yapım için Türkan Şoray'ın onayı şarttır.
- Film renkli ise Türkan Şoray'ın onayıyla çekim saatleri uzayabilir.
- Bu şartlara uymayan film şirketi 100 bin lira ödemeyi kabul eder.
- İhtilaf halinde İstanbul mahkemeleri yetkilidir.
- Turkan Şoray şirketlerden film başına (...) lira alır.

Evinizde Sincap Beslemek!

PetShop'ların sayıları ve sattıkları evcil hayvan çeşitleri arttıkça evlerde beslenen evcil hayvanların çeşit ve türleride günden güne değişiyor. Bir arkadaşınıza misafirliğe gittiğinizde bir yılan veya sincap görürseniz hiç şaşırmayın. 
Peki bu hayvanların evde beslenmesi ne kadar sağlıklı yada ne kadar tehlike içeriyor. Yılan tarzı hayvanlar akvaryumların daha doğrusu büyük akvaryum veya cam fanusların içinde beslenebildikleri için pek sorun teşkil etmiyor. Fakat evinizde sincap tarzı bir hayvan beslemek istiyorsanız hiç beslemeyin daha iyi çünkü sincaplar sadece doğasında yaşayabilen ve insan tarafından büyütülse bile tam olarak evcilleştirilemeyne hayvanlardır.Sincaplar sürekli birşeyleri kemirmeyi severler bu yüzden evdeki mobilyalarınızdan tutun perdelerinize yada sevdiğiniz eşyalara kadar herşeyi çok kısa bir süre içinde kemirebilirler. Onların kafeste tutmak ise bu hayvanlara yapılabilecek en büyük işkencedir çünkü doğası gereği sürekli zıplayıp gezmesi gereken bir hayvanı ufacık bir kafeste tutmak ona işkence etmek ile tamamen aynı davranıştır. Eğerki bir sincap yavrusu bulsanız bile belirli bir ergenliğe ulaşana kadar onu evde bir kafeste besleyebilir ve sonradan doğaya bırakabilirsiniz.

Şık Giyinmenin Getirileri!

Diyet yapmadan vücudunuzu forma sokmanın ve günlük yemek alışkanlıklarınızda ve sosyal hayatınızda herhangi bir değişiklik yapmadan kilo vermenin tadını çıkartın. Nasılmı, işte size günlük hayatınızda da zaten uygulamanız gereken bazı basit formüller;

- Yemeklerinizi 20 dakika içinde tüketin. Çünkü yemeğe başladıktan 20 dakika sonra beyne doyma sinyali gider. Dolayısı ile 20 dakika içinde bitirdiğinizde kendinizi tok hissederek sofradan kalkarsınız.

- Yağ yakan hormonların çoğu gece uyurken faaliyete geçer. Gece 00:00 ve 02:00 arasında aktif olan bu hormonların işini iyi yapabilmesi için hem erken yatmaya özen gösterin hemde akşam yemeklerinde hafif ve midenizi zorlamayacak yiyecekler yiyerek belirli saatlerden sonra her türlü atıştırmadan kaçının.

- Canınız atıştırmalık çektiğinde sürekli sakız çiğneyin. Sakız tükrük saldılattığından sindirime yardımcı olur. Evinizde bolca sakız bulundurun ve abur cubur olarak sakızı kullanın.

- Alışkanlıklarınızı değiştirin. Yemekle beraber yediğiniz şeylerden yemeklerden sonra çayla veya film izlerken atıştırdığınız her şeyin saatini veya öğün içeriğini değiştirin.

Rutinlerinizde yapacağınız her türlü değişiklik sizi kilo vermeye 1 adım daha yaklaştırır.

Diyetsiz Kilo Vermenin Sırları!

Diyet yapmadan vücudunuzu forma sokmanın ve günlük yemek alışkanlıklarınızda ve sosyal hayatınızda herhangi bir değişiklik yapmadan kilo vermenin tadını çıkartın. Nasılmı, işte size günlük hayatınızda da zaten uygulamanız gereken bazı basit formüller;

- Yemeklerinizi 20 dakika içinde tüketin. Çünkü yemeğe başladıktan 20 dakika sonra beyne doyma sinyali gider. Dolayısı ile 20 dakika içinde bitirdiğinizde kendinizi tok hissederek sofradan kalkarsınız.

- Yağ yakan hormonların çoğu gece uyurken faaliyete geçer. Gece 00:00 ve 02:00 arasında aktif olan bu hormonların işini iyi yapabilmesi için hem erken yatmaya özen gösterin hemde akşam yemeklerinde hafif ve midenizi zorlamayacak yiyecekler yiyerek belirli saatlerden sonra her türlü atıştırmadan kaçının.

- Canınız atıştırmalık çektiğinde sürekli sakız çiğneyin. Sakız tükrük saldılattığından sindirime yardımcı olur. Evinizde bolca sakız bulundurun ve abur cubur olarak sakızı kullanın.

- Alışkanlıklarınızı değiştirin. Yemekle beraber yediğiniz şeylerden yemeklerden sonra çayla veya film izlerken atıştırdığınız her şeyin saatini veya öğün içeriğini değiştirin.

Rutinlerinizde yapacağınız her türlü değişiklik sizi kilo vermeye 1 adım daha yaklaştırır.

Ouija Tahtaları, Ruh Çağırma Gereçleri!

Ouija tahtası dünya dışı varlıklarla ve özellikle ölmüş kişilerle konuşmaya yarayan üzerinde harflerin ve bazı onay veya red anlamında kısaltmaların yer aldığı bir iletişim düzeneğidir. Genelde ahşap olan ve üzerinde alfabedeki harfler ile rakamların yer aldığı Ouija tahtaları asırlardır birçok toplum tarafından kullanılıyor. E.C.Reiche'nin geliştirdiği tahtanın "Ouija" olarak adlandırma sebebi ise yıllarca meta bilimciler tarafından Fransızca’da ve Almancada evet anlamına gelen “ja” ve “oui” kelimelerinin birleşimini kullanması zannedilirken daha sonraları eski mısırda ouija ‘nın şans anlamına geldiği ve bu tahtanın isminide oradan aldığı anlaşıldı. Bir metafizik aracı olarak ruhlarla iletişim kurmaya yarayan Ouija tahtaları üzerinde bir dilin tüm harflerinin yazılı olduğu bir düzlemden, harflerin ve işaretlerin belirtilmesini sağlayan saat benzeri sarkaçlı döner bir cisimden oluşur (diğer ruh çağırma tahtalarına ek olarak üzerinde ayrıca rakamlar, evet, hayır, hoşçakal gibi sözcükler de bulunur). Sadece harfler, rakamlar ve sarkaçtan oluşan materyallerden ibaret Ouija'lar da vardır. Bilinen en eski Ouija tablaları i.s. 1200 ve 540 yıllarına dayanırlar ve günümüzde halen satılmakta ve kullanılmaktadır.

Kedilerimiz bizi anlıyor mu?

Yapılan araştırmalarda köpekler gibi kedilerinde bir süre sonra sahiplerinin konuştukları dili ve o an ne söylediklerini yada ne konuştuklarını anlayabildiğini ortaya koymuş. 

Kediler günün yaklaşık 16 veya 18 saatini uyuyarak geçiren uyanık oldukları saatlerde de yemek yada oyun isteyen yada ortada haylazlık yapmak için dolanan ve köpeklerden farklı olarak sahipleriyle pek vakit geçirmeyen hayvanlardır. Araştırmalara göre kedilerimiz yapmalarını istemediğimiz birşeyi anlayabiliyor fakat anlamamazlıktan geliyormuş. Bu durum yapma, etme, dur, bekle gibi diğer komutlar içinde geçerli imiş. 

Köpekler kedilere oranla daha zeki zannedilsede zeka seviyeleri arasında aşırı büyük bir farklılık olmadığı fakat kediler başlarına buyruk olarak yaşadıkları için genelde çoğu şeyi anladıkları halde komutları dinlemedikleri ve itaat etmeyi sevmedikleri için bizlerde köpeklerin onlardan zeki olduğu kanısına varıyormuşuz. Eski mısır zamanında da tapınaklara veya saraylara sadece kediler kabul edilirmiş ve onların asilliklerinden ve kendi özgürlüklerine düşkün olmaları örnek alınırmış. 

Dolayısı ile evde kedisi olanlar bilinki kediniz sizi anlıyor fakat pek umursamıyor diyebiliriz.

Yeter artık kış gelsin!

Yaz geldi çattı ve hatta çoktan bezdirme derecesine geldi bile. Sıcakların erken bastırması ile yazın ilk günlerinde kendilerini deniz ve plajlara atanlar rutin hayata geri döndüklerinde aşırı sıcaklarla ve gün içinde klima ile oturup dışarıda terlemelerin yaşandığı ikilemlerde çoktan “of bu sıcaklar ne” demeye başladı. 

Yapılan istatistiklere göre insanlar kış aylarında güneşi ve yazı özlerken yaz ayları geldiğinde de soğuk havayı ve kış mevsimini özlediklerini belirtmişler. İnsanoğlunu memnun etmek zordur lafı burdan gelse gerek. Araştırmalarda sürekli nasıl bir havada yaşamak istersiniz sorusuna haftada gündüz aşırı olmamak kaydı ile sıcak akşamüstleride serin ama soğuk olmayan bir mevsimde yaşamak istediklerini belirten katılımcıların sayısı nerede ise %90. Böyle bir mevsimin yaşandığı bir yer biliyormusunuz sorusuna ise malesef yanıt alınamamış. 

Aynı durum aslında hepimiz için geçerli, bu durum mevsimler veya hayattaki diğer her türlü rutin için geçerli, varolan durumumuzun keyfini çıkartmak yerine özlemini çektiğimiz herşeye kavuştuktan bir süre sonra ya eski durumumuzu ya da başka bir durumda olmayı diliyoruz.