İsmi bile kulağa garip gelen bu tedavi aslında uzun yıllardır kanserli hastalar ve cerrahi yaraların daha çabuk kapanması için uygulanıyor. Köpekkıkırdağı tedavisi , ilk defa 1950'li senelerde Amerikalı bir cerrahın köpekbalığında bulunan kıkırdakların kanser kitlelerinin büyümesini durdurduğu veya yavaşlattığı ve bu anlamda cerrahi yaraların iyileşmesini hızlandırabileceği iddiası ile gündeme geldi. 1992'de gene Amerikalı olan beslenme uzmanı William Lane “Sharks Don't Get Cancer” (Köpekbalıkları Kanser Olmaz) isimli bir kitap yayınlayarak ilk ortaya sürülmesinden 42 yıl sonra tekrardan konuyu dünya gündemine taşıdı ve bütün dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Kitabın yayınlamasından günümüze kadar köpekbalığı kıkırdağı her türlü kanser hastalıklarının yan tedavisinde, egzama, sedef, iltihaplı eklem romatizması (romatoit artrit), kemik erimesi (osteoporoz), glokom gibi sık görülen hastalıklar üzerinde de kullanılmaya başlandı.
Bütün bunların efsane olduğu ise geçtiğimiz yıllarda kanıtlandı. Amerika ve Kanada'da bulunan Kanser Enstitüsü 'National Cancer Institute' (NCI) ile Milli Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi 'National Center for Complementary and Alternative Medicine' (NCCAM) isimli kurumların bünyesinde yapılan bir araştırma, köpekbalığı kıkırdağından elde edilen ilaç veya herhangi bir başka ürünün standart kemoterapi tedavisine eklenmesinin bir fayda sağlamadığını ortaya koydu. Diğer alanlar üzerinde de araştırmalara devam ediliyor.
No comments:
Post a Comment