Akıllı telefonlar çıktığından beri hayatımızı kolaylaştırmaya fakat bir o kadar da bizi kendilerine bağımlı yapmaya ve kendilerine esir etmeye devam ediyorlar. Aslında hayatımızı kolaylaştırırken bir yandanda değiştiriyor akıllı telefonlar. Eskiden Nokia 3310 telefonlarda saatlerce yılan oyununu oynardık, arkadaşlarımızla konuşurduk genede şarjımız kolay kolay bitmezdi. Şu an piyasada şarjının bir ay veya daha fazla gittiği söylenen telefonlar var fakat hiç satılmıyor çünkü bu telefonlarda uygulamalar ve kocaman renkli ekranlar yok. Ben yediğim yemeği ve ve nerede yediğimi anında paylaşamadıktan sonra ne yapayım şarjı diye düşünen çok kişi var malesef. Akıllı telefonlara yöneldikçe prizlerle de daha çok haşır neşir olmaya başladık.
Eğer ofisimizdeysek ve çalışıyorsak telefonumuzu sürekli şarja takıyoruz ve hiç çıkarmıyoruz. Eve gidincede aynı çileyi yaşıyor hatta yatarken bile telefonlarımızı yanıbaşımıza şarja takıyoruz. Telefon üreticileri ya bu konunun üstünde fazla durmuyor yada gerçekten bu konuya bir çare bulamıyorlar. Aslında şöyle bir düşündüğümüzde sırf şarjı çabuk bitmesin diye telefonlarımızın ışığını yarıya düşürüyoruz, bluetooth'umuzu ve kablosuz ağımızı kapatıyoruz, günde bir kaç kez kullandığımız uygulamaları telefonun arka planında çalışmasın diye kapatıyoruz, sırf şarj bitmesin diye fazla video izleyemiyoruz veya müzik dinleyemiyoruz. Dolayısı ile bütün bunları hesap ettiğinizde biz aslında hala 3310 kullanıyoruz.
No comments:
Post a Comment