İsveç Kralı 14. Erik: Paranoyak Erik olarak tanınan bu hükümdarın herkesin onun arkasından konuşup öldürme veya tahttan indirme planları yaptığını düşünüp kendi aralarında fısıltı ile konuşan herkesi öldürttürürdü. Hatta bununlada kalmayıp paranoyaklığı bir üst seviyeye taşıyıp kendi meclisindeki çok yetkili olduğunu ve kendisini tahttan edebileceğini düşündüğü herkeside idam ettirdi. bütün çabalara rağmen kardeşi onun arkasından iş çevirip onu tahttan indirmeyi başardı. Boşa paranoyak olmamış!!!
Rus Çarı 1. Fyonor: Ülkenin yönetimine karışmayan ve kendi halinde bir kişi olan Fyonor kendisini kızına adamıştı ve onu çok seviyordu. Kızını kaybettikten sonra tamamen herşeyden elini eteğini çeken çar, tüm rusyayı gezerek bütün kiliselerin çanlarını tek tek çaldı ve yok etti. Adıda çan hırsızı olarak kaldı.
Bavyera Prensesi Alexandra Amalie: Aşırı derecede temizlik ve hijyen hastası olan prenses günde 50 kere ellerini yıkar ve sadece beyaz kıyafetler giyerdi. Etrafındaki hizmetçi ve görevlilerin bile beyaz giymesini ister ve üstlerinde en ufak bir kir görmek istemezdi.
Osmanlı Padişahı 1. Mustafa: Kardeş katlinin meşru olmasından sonra getirilen kafes sisteminin ilk kurbanlarından biri olan 1. Mustafa tüm çocukluğunu ve ergenliğini küçük bir odada geçirmek zorunda kaldı ve aklını yitirdi.
Avusturya İmparatoru 1. Ferdinand: Ailesi zengiliklerini ve soylarını bölmemek için sürekli kendi arasında çoğalan ve evlilikler yapan bir çocuk olan Ferdinand'ta epilepsi hastası idi ve geçirdiği krizler yüzünden ve o dönemlerde hastalık bilinmediğinden içine şeytan girdiği düşünülüyordu.
Fransa Kralı 6. Charles: Fransa Kralı kemiklerinin camdan olduğuna inanıyordu ve kendi kendisini kırmamak için elbiselerinin astarlarına demir çubuklar eklettiriyordu. Nöbetçilerinden birisinin nöbette mızrağını yere düşürmesi üzerine sinirlenip o ve etrafındaki 3 adamı kesip doğramıştı.
Almanya Kralı Otto: Kralın kafasında yarattığı hayali arkadaşı vardı ve onlarla sğrekli sohbetler gerçekleştirip fikir danışıyordu. Kapılar konusunda çok hassastı ve kapalı kapıya tahammülü yoktu. Kazara kapatılmış bir kapının cezasını onu yumruklayarak veriyordu. Sakal takıntısıda bulunan kralın en büyük korkularından biri sakalsız kalmaktı ve bu yüzden sakalını kestirmiyordu.
Eflak Voyvodası 3. Vlad: Namı değer kazıklı voyvoda ceza olarak veya keyfine her türlü insan veya hayvan olmak üzere canlıyı kazıklara oturtması ile tanınırdı. Vlad kazansa da kaybetse de savaşta aldığı esirleri kazığa geçirirdi. Hatta Eflak'a sefer düzelneyen Fatih Sultan Mehmet'in başkentin girişine dizilmiş 20 bin kazığa geçirilmiş insan (kadın, erkek, çocuk) görüntüsüyle şok olduğu ve derin bir üzüntüye kapıldığı anlatılır.
İspanya Kraliçesi Juana: Deli lakaplı bu kraliçe kocasına deliler gibi aşıktı ve onun resmen kulu kölesi gibi hareket ediyordu. Onu tifo hastalığı ile kaybettikten sonra kocasının naaşına aşk beslemeye başladı. Defalarca Yakışıklı Philip'in mezarını açtıran Juana kocasının kalıntılarını öpüp koklamaktan da geri durmadı.
No comments:
Post a Comment