Ortak kullanımlı açık yüzme havuzlarına özellikle yoğun miktarda bakteri ve mikropları öldürme özelliğine sahip olan klor atılır. Havuzun hem kendi kokusunu hem de içerisinden çıktıktan sonra vücudunuzda kalan kokusunu veren de klor dur. Klorun yüksek miktarda olması vücudumuzda cilt tahrişlerini doğurur ve bu durum kimyasal bir reaksiyon çeşididir. Eğer kaşıntılı cilt tahrişleri tüm vücuda yayılırsa bu klor cilt tahrişleri değil de muhtemelen piyosiyanik basil virüsünden kaynaklanan ve bir çeşit cilt/deri enfeksiyonu olan suçiçeği ne dönüşebilir. Bu bakteri tam olarak temizlenip kurutulmamış sıcak küvetlerde, spa ve jakuzilerde de sık görülür. Piyosiyanik basil aynı zamanda göz, kulak, burun, boğaz ve idrar yolu enfeksiyonlarına da neden olabilir.
Yaz aylarında bu tarz cilt tahrişleri sinek ısırıkları, alerjiler, kaşıntılar vb yüzünden cildimizdeki birçok farklı oluşumla karıştırılıp üzerine düşülmeyebilir. Cilt tahrişinin tam olarak ne olduğunun bulunması ve tam tanı koyulabilmesi için uzun süre devam eden ve sürekli gelişerek ya da yayılarak görülen durumlarda direk olarak doktora gösterilmesi ve ona göre bir tedavi çeşidi uygulanması gerekir.
Ayrıca yapılan bir araştırmada, İçlerinde klor ve brom dezenfektanları kullanılan havuz suyu numulerini inceleyen araştırmacılar, klorla dezenfekte edilen havuzda 40 dakika yüzen sağlıklı yetişkinlerde “toksik etki” belirledi. Yüzdükten sonra, suyun dezenfeksiyonunda kullanılan klorun, solunan havada yoğunlaşmasıyla bu yüzücülerde toksik belirleyicinin düzeyinde artış görüldü. Bu belirleyicilerden birinin sağlıklı bireylerde kanser riski oluşturduğu kaydedildi.
No comments:
Post a Comment